Hızlı Randevu 0 532 492 41 57

Hoşgeldiniz. Bugün

Gebze' de Pedagog Psikolog ve Aile ve Evlilik Danışmanı İhtiyaçlarınız Çok Yakın Profesyonel yardım hizmetlerinden yararlanmak için lütfen bize ulaşınız.

foto

Bir Mesleğe Kıyılıyor

Ana Sayfa » Makaleler » Kişisel Makaleler » Bir Mesleğe Kıyılıyor

“Güvenli Yer” kavramı stres yönetiminde kullanılan bir araç. Terapist danışanı ile kendisini iyi/güvende hissettiği bir yer belirleyerek seanslarında bu düşsel mekanı kullanır. Malum stres tüm insanlığın başa çıkmakta çoğu zaman zorlandığı bir konu. Bir ruh sağlığı çalışanı olarak ben de bu stresten etkilenmekteyim. Terzi kendi söküğünü dikebiliyor aslında, yeterki ipliği delikten geçirebilsin. Benimse yaşadığım mesleki stresi yönettiğim yer, birkaç meslektaşım ile buluşmaktan keyf aldığımız bir deniz kenarı restaurant.

Yine böyle bir günde, Güvenli Yer’ imde  meslektaşlarımız ile sohbet ederken çalan telefon Özden Hocam’ dandı. Mesleğe henüz başlamamışken tanıştığım, halen öğrencisi olduğum, model aldığım danışmanım. Seri bir şekilde, beklentisini ifade ettiğinde bu yazın ortaya çıktı. Okullarda yürütülen Psikolojik Danışma ve Rehberlik Hizmetlerindeki Aksaklıklar. Öğretmen Dünyası içindi. Yaşımdan çok geçmişe sahip olan bir dergi. Ne büyük bir onur! Telefonla konuştuğum yer, yazıya vesile olan Özden Hocam ve Öğretmen Dünyası. Hepsi benim için “Güven” kelimesi ile eşdeğer. Tek güvensizlik ise Okullarda Yürütülen Rehberlik Hizmetleri ile alakalı.  Ne bir sayısal veriye yer vereceğim, ne de –meli, -malı lı cümleler ile ahkam kesmeye niyetim var.

Gelişimde 50 yılı devirmiş olan bir meslek, halen okullarda en çok tartışılan, varlığı sorgulanan ve bugün halen Psikoloji ve Öğretmenlik bilimi arasında kalmış, kendine güvenli bir alan üretememiş bir meslek Psikolojik Danışmanlık. Daha ilk güvensizlik meslek elemanlarının üniversite eğitiminden başlamakta.

İlk amatörlük üniversitelerdeki ana bilim dallarından başlamakta. Sanırım üniversiteler arasındaki uçurumları düşündüren görüş ayrılığı başka bir meslekte yok. Öğrencilere meslek eleman kimliği hakkındaki aktarımları akademisyenlerin kişisel görüşlerinden ibaret. Birçok üniversite sanki MEB’ e “personel” yetiştirme mantığı ile hareket etmekte. İçlerinden sıyrılan birkaç köklü anabilim dalı ise Psikolojik Danışman kimliğini ön plana çıkartmakta. Hal böyle olunca meslek elemanlarının kafasındaki “Ben kimim?” muamması, mesleğin kimliğinde bölünmelere yol açmakta. Özüne bakıldığında bu hata  MEB’ den kaynaklanmakta. Okullarda öğretmen kadrosundan başka bir kadro verilemez gibi bir sığ mantık, “Rehber Öğretmen” gibi bir sıfatı üstümüze yapıştırmakta. İlk hassasiyetimiz aslında burada başlamakta, konu hangi kadroda çalışacağımız olmasa da, Rehber Öğretmen kadrosunun içinin de boşaltılması. “Sen öğretmensin Psikolojik Danışman’ ın yapabileceği becerileri okulda uygulayamazsın” diyerek öğrencilerin en temel koruyucu ruh sağlığı hizmetlerinden faydalanmasının önüne geçilmekte. Türk filmlerindeki klasik sahne gibi, “Siz kardeşsiniz evlenemezsiniz”. Sen Rehber Öğretmensin, Ruh Sağlığı Hizmeti sunamazsın.

Ülkemizde ruh sağlığı hizmetlerinin 99 depremi sonrasında hız kazandığını acı bir şekilde de olsa tecrübe ettik. Deprem sonrasında yapılan psikososyal çalışmalar ile psikoloji bilimine dair önyargıların yıkılmasını etkiledi. Bu olumlu kanıta rağmen, MEB halen yetişmiş ruh sağlığı elemanlarından fayda üretmek yerine, okul sisteminin kambur/güvensiz alanını yaratmaya devam etmekte. Meslek elemanları işlevsizleştiren görev tanımlamaları, yapılan alan dışı atamalar ile oluşturulan yeni sancılar, okullarda yürütülen/yürütülmeye çalışılan ruh sağlığı hizmetlerini baltalamakta.

Hal böyle iken meslek elemanlarının doyumu da ortada. Bugün hangi mecrada karşılaşsak karşılaşalım, meslek elemanları halen unvan, ders saati, görev tanımı, idare ile yaşanan çatışmalar ve benzeri problemleri bir stres yumağı halinde hissetmekteler. Derin bir heyecanla mesleğine başlayan Psikolojik Danışman, bu stresin içinde tükenmişliğe “merhaba” demekte.

2009 yılında askerlik hizmeti sırasında Samsun Sahra Sıhhıye Okulu’ ndayım. Bugün gibi aklımda; bir rütbeli , “1 ayda domates mi yetişir ki sizden subay olsun.” diyerek hiç farkında olmadan MEB’ in Psikolojik Danışmanlara yaptığı alan dışı atama ile acımasız eziyeti bir kere daha ifade etmişti. O günden bugüne 7 yıl geçmiş, alan dışı atama o gün de vardı bugün de var. Welch ve McCarol PDR hizmetleri konusunda “Otomobilinizi arka aynaya bakarak öne doğru hareket ettiremezsiniz.” demişti. MEB ise halen kıyıma devam ediyor.

Görev yaptığı kurumun kapısından içeri giren psikolojik danışman her gün yeniden doğar. Kendisini kurumunda güvende hissetmek ister. Tıpkı bir bebeğin çeşitli davranışlarla anne ile arasında bir güven ilişkisi oluşturmaya çalıştığı gibi. Bu bağlanma ile kişilik ve aidiyet duygusunun temelidir. Biz psikolojik danışmanların da mesleğimizi icra ederken bu mesleğe güvenli bağlanmaya ihtiyacımız var.

Bu güvenli bağlanma ise ancak

  • Üniversiteler arasındaki bölüm akreditasyonları ile;
  • İki akademisyen ile bölüm açmayacak olan YÖK ile,
  • Unvan tartışmasına son verecek, alan dışı kıyım yapmayacak, çıkardığı iki kadro ile genelgeler ile mesleği işlevsizleştirmeyen MEB ile,
  • Kendisini sürekli geliştiren ve “memur” mantığında uzaklaşan Psikolojik Danışmanlar ile,
  • Altı boş bir özgüven ile farklı branşlardan Rehber Öğretmen kadrosuna atananların yaşayacakları kişisel farkındalık ile sağlanabilir.

Nihayetinde PDR hizmetleri, MEB, TSK, Adalet Bakanlığı, Sağlık Bakanlığı, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı gibi birçok farklı alanda kendisine yer bulabilmesine rağmen, 21. yy Türkiye’ sinde planlı bir kıyıma uğramakta, içi giderek boşalan bir meslek haline gelmekte. Bu da meslek elemanlarının mesleğine olan güvensizliğini giderek arttırmakta.

“Yere düşen ekmeğin üstüne basan insan görmedim, ancak yere düşen insanın üstüne basan çok insan gördüm.” der Prof. Dr. Üstün Dökmen. MEB, Psikolojik Danışmanların ayağına çelme takmakta, takmaya devam etmekte. Psikolojik Danışmanlar bu ülkenin “nimeti”dir. Ne onlara kendilerini değersiz hissettirenlerden olun, ne de işlevsizleştirilmesine susun!

Ercan TEKİN

 



Bir önceki yazımız olan Biz, İkimiz; İkiziz başlıklı makalemizde gebzede cocuk psikologu ve ikiz çocuk psikolojisi hakkında bilgiler verilmektedir.



12 Ocak 2017

Facebook Hesabınızla Yorum Yapabilirsiniz

Yorumlar

İsminiz

 

E-Posta Adresiniz

Yorumunuz

Facebook'ta Biz

  • Çocuğunuzun Gelişimini Değerlendirdiniz mi?

    gelişim-degerlerdirme 6. aydan başlayarak her çocuğun yılda en az bir kere gelişim değerlendirme yapılmasının, ortaya çıkabilecek bozuklukların önüne geçeceğini biliyor musunuz? Ayrıntılı bilgi için tıklayınız

  • Son Eklenen Makaleler