Hiperaktivite mi Karşı Gelme Bozukluğu mu?
Davranım Bozukluğu tanımı bir çok kontrolsüz davranışı içine alır. Açık adı Ruhsal Bozuklukların Tanısal ve İstatistiksel Elkitabı olan DSM-IV, ruh sağlığı profesyonelleri arasında yaygın olarak kabul gören tanı sistemidir ve DSM-IV Davranım Bozukluklarında diğerlerinin temel haklarını ve başlıca toplumsal normları ihlal eden davranışlara odaklanır.
Bu davranışların hemen hemen tamamı yasadışıdır. Bu davranışlar insanlara ya da hayvanlara yönelik saldırganlık, mülkiyete zarar verme, yalan söyleme, hırsızlık yapma vb. olarak sayılabilir. Çocuk ve ergenlerde zaman zaman görülen istenmeyen davranışlar Davranım Bozukluğu tanısı için yeterli değildir. Davranım Bozukluğu, çocuk ve ergenler arasında yaygın olan hatalı davranışların ve kötü şakaların ötesine geçen davranışların, sık ve şiddetli olması durumudur. Genellikle tehlike yaratma, aldırış etmeme ve vicdan azabı yoksunluğu gibi belirtiler bu bozukluğu, antisosyal kişilik bozukluğu ya da psikopatinin bir ölçütü yapar.
Karşıt Olma-Karşıt Gelme Bozukluğu ise daha az bilinen bir problemdir. Karşıt Olma-Karşıt Gelme Bozukluğu tanısı, bir çocuğa davranım bozukluğu tanısı konulamadığı durumlarda konulur. Bu bozuklukta aşırı fiziksel saldırganlık yoktur. Çocuk ya da ergen huysuzluk yaptığında, yetişkinlerle tartıştığında, yetişkinlerin isteklerine uymayı tekrar tekrar reddettiğinde, kasten başkalarını kızdıracak şeyler yaptığında ve öfkeli, kinci, alıngan ya da intikamcı davrandığında Karşıt Olma-Karşıt Gelme Bozukluğu tanısı konur.
DSM ayrıca çoğu erkek olan bu çocuk ve ergenlerin, diğer insanlarla olan bu çatışmaları nadiren kendi hataları olarak gördüklerini belirtir. Onlara göre genellikle karşı taraf suçludur. Bu çocuklar karşıt olma davranışlarını, kendilerine çok fazla beklenti yüklenmesi iddiasıyla haklı çıkarmaya çalışırlar.
Karşıt Olma-Karşıt Gelme Bozukluğu, Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite Bozukluğundan daha farklıdır. Karşıt Olma-Karşıt Gelme Bozukluğu tanısı alan çocuklar hiperaktivite sorunu olan çocuklardan daha planlıdırlar. Depresyon problemi olan annelerin yüksek oranda bu tür çocuklara sahip anneler olmaları ayrıca dikkat çekicidir. Depresyonun mu bu probleme neden olduğu yoksa bu problemlerin mi annede depresyona yol açtığı kesin değildir. Günlük dilde bu çocuklar için “arsız” kelimesi kullanılır.
Davranım Bozukluğu herhangi bir başka çocukluk dönemi bozukluğundan farklı bir biçimde çocuğun davranışlarının insanlar ve çevre üzerinde etkisiyle tanımlanır. Ergenlik öncesi ve ergenlik döneminde davranım sorunu belirlenenler, yasal otoriteler tarafından psikolojik değil ama yasal bir terimle, suçlu çocuk olarak ele alınırlar. Davranım Bozukluğu olan çoğu çocuk diğer problemleri de sergilerler. Davranım Bozukluğu ve dikkat eksikliği hiperaktivite bozukluğu arasında yüksek oranda bir örtüşme vardır. Madde kötüye kullanımı da genellikle davranım bozukluğuyla birlikte görülür.
Erkek çocuklarda davranım bozukluğuyla ilgili yapılan çalışmalarda, madde kullanımıyla suç davranışları arasında güçlü bir ilişki bulunmuştur. Davranım Bozukluğu alan çocuklarda %45 e varan oranlarda kaygı ve depresyon görülmektedir. Kaygı Bozukluğu ve davranım bozukluğu olan çocuklar sadece davranım bozukluğu problemi olan çocuklardan daha az antisosyal davranışlar sergilerler. Nüfus temelli çalışmalar davranış bozukluklarının çok yaygın olduğunu göstermektedir. Hırsızlık ve tecavüz gibi şiddet içeren suçlar ve daha şiddetli saldırılar büyük ölçüde erkeklerin suçlarıdır. Yasaları çiğnemenin(adam öldürme, tecavüz, soygun, abartılı saldırı ve araba hırsızlığı suçları) sıklığı ve şiddeti 17 yaş civarında keskin bir şekilde yükselmekteyken, genç yetişkinlik (20-30 yaş arası) döneminde düşmektedir. Bu tür fiziksel şiddeti sergileyen suçluların çoğu 13-20 yaşları arasındaki çocuklardır. 20 li yaşların sonlarına doğru, bu önceki çocukluk suçları sorun olmaktan çıkmaktadır. Aslında antisosyal davranış asıl yükselişine 7 yaş civarında başlar.(Loeber ve ark.1989).
- Başkalarına kabadayılık et, gözdağı verme ya da gözünü korkutma,
- Çoğu zaman kavga dövüş başlatma,
- Çoğu zaman yalan söyleme,
- Başkalarının fiziksel olarak yaralanmasına neden olma,
- İnsanlara ve hayvanlara karşı fiziksel olarak acımasız davranma,
- Başkalarının gözünün önünde çalma (saldırıp soyma, çanta kapıp kaçma, göz korkutarak alma, silahlı soygun yapma),
- Birisini cinsel etkinlikte bulunması için zorlama,
- İsteyerek yangın çıkarma,
- Bir başkasının evine, binasına ya da arabasına zorla girme,
- Hiç kimse görmeden değerli şeyler çalma (Örn. Kırmadan ve içeri girmeden mağazalardan mal çalma, sahtekarlık yapma),
- En az iki kez geceleyin evden, çoğu zaman da okuldan kaçma.
Bir önceki yazımız olan Çocuklara Özgüven Kazandırma başlıklı makalemizde çocukta sosyal gelişim ve özgüven kazandırma hakkında bilgiler verilmektedir.
Benzer Yazılar
Dikkat Eksikliği Eğitim Programı
Kardeş Kıskançlığı Üzerine Öneriler
Çocuklarda Gece İşemesi
Çocuklarda Tuvalet Eğitimi
Amerikan Kültür’ de Veli Eğitimimiz Tamamlandı
Gelişim Testi Uygulamaları
Bireysel Psikolojik Danışma
Çocukla Psikolojik Danışma
Boşanma Danışmanlığı
Çocuk ve Ergen Danışmanlığı Uygulama Esasları
Çocuklarda Cinsel Gelişim
Mutlukent Kreş’ nde Aile Eğitimi Verildi
Lösemili Çocuklar Haftası
Çocukta Davranış Bozukluğu, Ebeveynlere Öneri
Anababa Gücü: Gerekli Mi, Haklı Görülebilir Mi?
Öğretmenler Günü
Facebook Hesabınızla Yorum Yapabilirsiniz
Yorumlar
İlgili Kategoriler
Facebook'ta Biz
Çocuğunuzun Gelişimini Değerlendirdiniz mi?
6. aydan başlayarak her çocuğun yılda en az bir kere gelişim değerlendirme yapılmasının, ortaya çıkabilecek bozuklukların önüne geçeceğini biliyor musunuz? Ayrıntılı bilgi için tıklayınız
Son Eklenen Makaleler
- Yeme Bozuklukları olan Çocukların Ebeveynlerine Öneriler 12 Şubat 2021
- Özel Öğrenme Güçlüğü Olan Ailelere Öneriler 12 Şubat 2021
- Tuvalet Alışkanlıkları Problemlerinde Ebeveyne Öneriler 12 Şubat 2021
- Çocukta Davranış Bozukluğu, Ebeveynlere Öneri 12 Şubat 2021
- Depresyonda olan çocukların Ailelerine öneriler 12 Şubat 2021